PRAG GEZİ YAZISI
PRAG GEZİ YAZISI
Prag deyince aklına gelecek görüntü Orta Çağ Avrupa’sının mimarisi olmalıdır. Gezmek için 2-3 gün yeterli. Biz 2 günde hatta 1,5 günde gezdik diyebilirim. İlk öncelikle gezmeye OLD TOWN bölgesinden başlamakta fayda var.
Prag’ın bizim için farklı bir yeri var. Çünkü yurt dışına ilk defa çıktık. Nasıl gezilir ne yapılır acemiydik. Acemiliğimizi Prag’ta atmış olduk. Otelimizin önünden tramvaya bindik. Nerde ineceğimizi bile bilmiyorduk. Harita elimde yarım yamalak İngilizce ile sorup öğrendik.
Tramvaydan belediye binasının önünde indik. Mağazalara bakınarak yolumuza devam ettik.
Belediye Binasının hemen karşısında Romeo ve Juliet Balesi bulunmaktaydı gelmişken sizde farklı bir deneyim yaşayabilirsiniz.
İsterseniz limuzinde kiralayabilirsiniz. gerek var mı? Bence yok.
İsterseniz günü birlik turlara katılabilirsiniz. Ama fiyatlar çok da uygun değil görüldüğü üzre. Bence boş verin. Biz ilk acemilikle bile gezdiysek siz de gezersiniz.
Binalarını gerçekten çok iyi korumuşlar. Dayanıklı malzemeler kullanmışlar ki yüzyıllardır bir şey olmadan kalabilmiş. Bir de 2. Dünya Savaşı’nda zarar görmemiş olması da bir etken.
2500 czk ortalama 100 euroya geliyor. Çevirince burası lüks mağazadır dedim. 1 euro 26 czk ya denk geliyor.
Bu çocuğu 2 gün boyunca farklı mekanlarda gördük. Tam da arkadaşı ile nöbet değişiminde görünce hilesini de anlamış olduk. Onu da burayı tıklayarak görebilirsin.
Prag Ulusal Müze
Şehrin en önemli müzelerinden olan Ulusal Müze çok rahatlıkla bulabileceğiniz bir yerde.1890 yılında tamamlanan müze binası Neo Rönesans mimari etkilerine sahip. Müzeleri bu tur boyunca es geçtik. Şehiri tam manasıyla gezmek istiyorsanız bazı yerlerden feragat etmek zorundasınız. Metro ile gelebileceğiniz durak MÜSTEK A
Müzenin önündeki ilk caddeden sağa doğru yürümeye devam ettik. Biraz yolları karıştırdık doğrusu. İnternette olmayınca Google map i de kullanamadım. Allah’tan önüme elinde telefonunda adres arayan birine rastladım. Ben şu an nerdeyim dedim. Garibim elinde telefon var niye bakmıyorsun dedi. Ne bilsin yurt dışında bizim kaç kat para ödediğimizi. Sağ olsun buldu haritadan gösterdi. aşağıdaki yere çıktık bir an. Ordan da 22 numaralı tramvayın geçtiğini gördük hemen atladık.
Yeni binalar ile eski binalar iç içe. Soldaki yeni binanın önünden tramvaya bindik.
Paris metrosu bile bana daha kolay geldi desem. Haritadaki yerlerle burda yazan yerler arasında kelime benzerliği bile bulamadım. Ama olsun sonuçta denk geldi ve her yeri buldum. Baktık herkes burda iniyor biz de bir inelim dedik. Size tavsiye nerde kalabalık orda bir mekan vardır.
Strahov Manastırı Teoloji Kütüphanesi (Strahov Monastery)
Burası Çek Çumhuriyeti’nin başkenti Prag’ta yer alan 12.yy’da inşa edilmiş ve buram buram tarih kokan Prag’ın en eski 2. kütüphanesidir. 3.000’i de eski ve nadir el yazmaları eserlerden oluşmaktaymış. 9. yy’da yazılmış “Strahov İncili”de bunlardan biriymiş.
Biz içine girelim dedik yine bir gişe karşımızda. Maalesef turizm demek adım başı para dökmek manasına geldiği için biz de girmedik bahçesi ile yetindik.
Burdaki kütüphaneyi de dışardan görerek yolumuza devam ettik. Ama içini görmek internetten de mevcut. Burayı tıklayarak 360 derece görebilirsiniz.
Bir de ne görelim. Petrin Kulesi ve panoramik Prag manzarası karşımızda.
Petrin Kulesi Petrin Kulesi 1891 yılında yapılmış olup ilk yapıldığı zamanlarda gözlem kulesi ve yayın kulesi olarak kullanılmış. 60 metre uzunluktaki Eiffel Kulesine benzerliği ile adını duyurmuş bu kule günümüzde Prag’ı ziyaret eden turistlerin uğrak noktası fakat tur programlarında adı fazla geçmeyen bir yer.
Prag magnetleri ve kartpostallarının üstünde hep bu manzarayı görebilirsiniz. Biz uzun bir süre kendimizi bu manzarayı seyretmekten alıkoyamadık.
Prag Kalesi’nden çıkınca bu tarihi arabayı gördük. Kalabalıksanız sizde kiralayabilirsiniz.
Burası meşhur Prag Kalesi. Sayfa çok uzun olmasın diye onu PRAG KALESİ bölümünden okuyabilirsiniz.
Kaleden çıkınca tramvay ile aşağı şehir merkezine indik. Bu arada size Prag’da ulaşımdan da bahsedeyim. Biz bir bilet aldık. Ama baktık kimse bileti okutmuyor. Biz de basmadık doğrusu. Baya bir indik bindik çok hoşumuza gitti bu durum. Petrin Kulesine çıktık. Sonra Kaleye geldik. Kalede bir Türk’e rastladık. Muhtemelen Prag’da okuyor. Arkadaşlarına kaleyi gezdiriyordu. Bizde sorduk. Bu bilet işi nasıldır diye. Abla onların aylık kartları vardır ondan basmıyorlardır dedi ve kendi kartını gösterdi. Burda polis ile organize olarak çalışırlar ve birden durdururlar ve biletleri kontrol ederler dedi. Normalde 40 euro size yaparlar 140 euro deyince biz biletleri okutmaya başladık. Bileti ne kontrol eden biri var ne de makinist var. Anlayamadık bizde. Ama Prag belediyesine burdan bir kaç indi bindi için teşekkürlerimi borç bilirim 🙂 size kalmış artık bilet okutup okutmamak. tramvayın içinde sarı bir makine var orda dırt diye okutuyorsunuz.
Bir cevap yazın