AMSTERDAM GEZİ YAZISI
AMSTERDAM GEZİ YAZISI
Amsterdam iner inmez kanallarıyla sizi karşılıyor. Bu güzel çiçekleri de görünce dayanamadım hemen fotoğrafladım.
Dam Meydanı bulması çok kolay.Merkez Tren istasyonundan direk karşıya yürüdüğünüz zaman sizi karşılıyor.
Giriş ücretleri ilk önce toplu gireceğimiz için 9 euro dediler. Sonra 25 euroya çıkınca 4 kişi olduğumuz için gerek görmedik. Amsterdam sokaklarına aktık.
Merkez Tren İstasyonu’nun hemen karşısında tekne turları düzenleniyor. 10 euro olanda var 16 euro. Tercih sizin. Bizim vaktimiz çok sınırlı olduğu için vakitsizlikten binemedik. İçimde kaldı doğrusu. Venedik’e saklayalım dedik. Plan değişip San Marino’ya gidince başka bahara dedik. Nasipten öteye gidilemediğini kaç kez yaşamama rağmen burda da görmüş olduk.
Meşhur Amsterdam manzarası.
Bunu da eklemek istedim. Amsterdam’ın göbeğinde çöp yığını. Demek onlarda da olabiliyormuş:)
Bisiklet Amsterdam için vazgçilmez bir unsur olunca süsleyip dükkanın önünde sergiliyorlar.
Hava koşulları 27 Temmuz olmasına rağmen çok soğuktu.
Kanallar birbirine çok benziyor. Hepsinin güzelliği ayrı.
Çiçeği de buldum mu hiç kaçırmam. Gerçekten güzel bir şehir. Yaşayanlar çok şanslı.
Kanal turu yapılan yerin önündeyim.
Amsterdam’da hem tramvay hem bisiklet yolları hem araba yolları. Hepsi düzenli olarak işliyor. Bursa’da Eskişehir’de malesef ölümlü kazalarımız oldu tramvay yolunda.
Her bina sanki tarih sahnelerinden fırlamış gibi.
Gözünüzün görebildiği her yer bisiklet kanal ve tekneler.
Amsterdam’da yüzen evleri de meşhur. Bizim gecekondular orda suya inmiş durumda. Görüldüğü üzre masayıda atmışlar oh bir de çay keyfi ne güzel olurdu.
Amsterdam binalarıyla kanallarıyla her sokağı görülmeye değer.
Duymuşsunuzdur Hollanda’da uyuşturucu belirli miktarda kullanmak serbest. Aleni bir şekilde satılıyor ve mağazası bile var. Eşime ilk baş soruyorum burası ne kokuyor böyle diye sonra anladık ki bu malum otların kokusu cidden bütün sokakları kaplamış. Abartısız bütün sokaklarda kokar mı? Hiç hoş değil kokusu. Özgürlük ülkesi dedik ya. Bence insanları kötü yola sevk etme ülkesi desek yeridir. Fuhuş, uyuşturucu gayet aleni. İki kız evladı olarak beni ürküttü açıkçası. Diyebilirsiniz kimse dönüp bakmıyor özgür olsun ne var bunda. Ben almayayım mümkünse…
Amsterdam’da Çin sokağı da mevcut. Çin lokantalarında yemek yiyebilirsiniz.
Burası dikkatimi çekti içeri kadar girdim ve fotoğraf çektim. Binalar avlu sistemi gibi ortaya bakıyor ve tam ortada çocuk parkı mevcut. Duvar kağıdı ile de yemyeşil yapmışlar. Benim çok hoşuma gitti doğrusu. Çocuklar trafikten uzak oynamaları çok güzel.
Burası da otelimizin dıştan görünüşü.
Odalarımız gayet konforluydu. Havaalanına yakın olması güzel ama şehir merkezine uzak. Kendimiz gelmeye kalksak zorlanırdık belki ama bu tur boyunca kaldığımız en güzel oteldi doğrusu.
Kahvaltı da hele bu manzara ile karşılaşmak bizi çok mutlu etti. Avrupa turu boyunca yiyecek sorunu yaşayınca bu manzara önemli oluyor doğrusu.
Ahşaptan yapılmış kartal heykeli insanı şaşırtıyor.
Kızımız naz yapıyor sanırım bu heykelde:) Bir an resme bakınca pembe seleler dikkatimi çekti.
Çocuklu anneler de Amsterdam yollarında sıkça karşınıza çıkıyor. Tabi bende iç geçiriyorum Türkiye’de ben bisiklete binsem garip bakarlar bir de çocukla çıksam ooo..
Merkez Tren İstasyonu’nun hemen karşısı. Buradan da kanal turlarına katılabilirsiniz. Kombine halde bir kaç bileti içeren biletler var. Fotoğraftan okuyabilirsiniz.
Burası da meşhur LED LİGHT. Fotoğraf çekmek yasak. Bir de terbiyem müsaade etmiyor onların o halleri. Pek bahsetmeyeyim öğrencilerimde okuyor. Sadece orayı görünce özgürlük bu olmasa gerek diyorum. Hollanda özgürlük ülkesi ama bunun adı başka. İnsanları bir mal gibi teşhir etmek hiç hoş değil. Burası Dam Meydanı’nın hemen yakınında mutlaka istemeden de olsa görüyorsunuz.
Bir cevap yazın