BODRUM
BODRUM.
Bodruma geldiğiniz zaman otellerden çok kalite beklemeyin. Nasıl olsa gelen çok diye eleman ihtiyacını niteliksiz elamanlardan karşıladıkları için kaliteyi ancak çok yıldızlı otellerde bulabilirsiniz. Rehberde şok geçirmememiz için bizi uyardı. Bizde ona göre kendimizi hazırladık. Gümbet’te kaldık. Şehir merkezine minibüsle 10 dakikada gidebiliyorsunuz.
Yalnız Türk turist azınlıkta. Tek başına minübüste turist bayan vardı. Bir an kendimizi düşündüm. Acaba biz 17 yaşında tek başımıza yabancı ülkede bu kadar rahat dolaşabilirmiydik. Biz acaba çok mu sindirildik. Niye onlar öyle biz böyleyiz. Biz hala bilmediğimiz bir coğrafyaya giderken ürkek davranıyoruz.
Denizine diyeceğim yok.Bu sınırlı yansıtabildiğim rengi.
Bitez koyu
Meşhur Halikarnas Diskosu.Bizden geçti artık….
Bodrum Kalesi
Saint John Şövalyelerinin inşa ettigi Bodrum Kalesi içinde kurulu olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi yalnızca geçmiş zamanların tozlu yadigarlarını sergileyen bir müze değil, dünyada benzeri az görülür “yaşayan müzeciliğin” heyecan verici örneklerinden biridir.
Burada yapacağınız bir gezi, sizi umutlarını Anadolu kıyılarında batarak kaybetmiş antik çağ gemicilerinin yaşadığı zamanlara ya da Karanlık ortaçağ döneminin şovalyelerinin yaşamlarını tükettiği ve Dünyanın yedi harıkasından biri olan Mausoleum’un taşlarından var ettikleri Bodrum Kalesi’ndeki izlerini takip etmenizi sağlayacak.
Bizim gittiğimizde bale gösterisi vardı.
Bodrum Ressamlar Sokağı
Bodrum Çarşı. Çarşıda sebzeli döner yiyebilirsiniz. Birde bir fırından çok güzel bir tatlı yedik. Ama blog yapma gibi fikrim olmadığı için önceden ismini not almayı unuttum. Bundan sonraki gezimlerim daha profesyonel olacak.
Gençlik hallerim. Daha önceki yazılarımda yazdığım gibi aynı yerlere defalarca gideceğime o enerji ve parayı keşke daha farklı yerleri görmek için harcasaymışım diyorum.
Bu da geçmişe yolculuk
Bir cevap yazın